3 gün 4 mevsim
Doğancıl Köyü, Kılıçkaya'ya gitmek için aracınızı bırakacağınız son köy. Bu köye gelmeden önceki köyün adında da Doğancıl var ama aldanmayın, o köy Eskiciler köyü. Doğancıl köyüne sabah 07:30'da vardık. Ortalarda insan yoktu. Bizi Tobi (benim verdiğim isim) karşıladı. Bir parça börek verince dost olduk Araçta son hazırlıkları yapıp yola çıkmak üzere yaya olarak köye girdik, tabi Tobi de peşimizden. Köy içinde ilerlerken Tobias (yine benim verdiğim isim, önce Kunta Kinte diye sesleniyordum ama Kunta Kinte ismi uzun olunca Tobias demeye başladım) bizi karşıladı. Evinin önünden geçecektik, bölgesini koruma güdüsüyle düşmanca bir tavır içindeydi, Tobi geride kaldı, ama biz yürüyümeye devam edince Tobias yelkenleri suya indirdi. Tobias'ın evini geçince, Tobi ve Tobias bizi takip etmeye başladılar ve biz bir anda bu güzel köpekler tarafından güdülen 4 kişilik bir ekibe dönüştük.
Şunu söyleyebilirim, bu köpeklerin yaşadığı yerleri işaretledim. Eğer Kılıçkaya'da Yangın Gözetleme Kulesi'ne çıkıp köye herhangi bir yoldan (Kayanın önünden arkasından farketmez) dönecekseniz GPS takipli cihazlarınızı kapatın, şarj harcamayın boş yere. Etrafta size zarar verebilecek bir hayvan olur mu endişesi de yaşamayın. O konuları Tobi ve Tobias halledecekler. Yolunuzun üstünde domuz mu var sorun değil Tobi halledecek Rotadan çıktınızmı Tobias sizi rotaya sokacaktır. Çevrede köyün başka köpekleri rahatsız mı edecek, edemeyecekler Tobi onu da halledecek. Karşılığında Tobi birşey istemeyecek ama yiyecek verirseniz sizi daha da sevecekler, Yalnız küçük olmasına rağmen Tobias'ın doymayacağına eminim. Kötü muamele etmeden bir parça yiyecek verin ve bu köpeklerin dostluğunu yaşayın. Tobi ve Tobias'a minnetle..
Kılıçkaya ana kütleye arka (kuzey) yüzden çıkmak tırmanış gerektiriyor. Biz zirve olarak Yangın Gözetleme Kulesinin olduğu tepeye çıktık. Ana kütleye çıkmak isterseniz arka yüzden "4 el" tırmanış yapabilirsiniz veya önyüzden (benim tahminim) yürüyecek yol bulabilirsiniz.
Kılıçkaya'dan köye inince toparlanıp araçla Taraklı ilçesine alışveriş yapmak üzere yola çıktık. Taraklı turistik değeri olan, hayatın yavaş aktığı ender yerlerden birisi. Taraklı'ya batı yönünden girerken mutlaka park edin ve bir fotograf çekin. Nerenin fotografı diye sormayın görünce anlayacaksınız. Taraklı'daki alışveriş sonrası (ilçede bakkallar dışında sadece A101 ve BİM var) Karagöl yaylasına hareket ettik. Karagöl'e vardığımızda mevsim yağışlı soğuk bir ilkbahar günüydü sabah uyandığımızda ise kış geri gelmişti. Öğlen İlk bahar geri döndü . Öyle işte, hava zırt pırt değişti
Zemin, hava ve ayakkabılarımız kar altındaki Karagöl yaylası mendereslerinde yürümek için uygun olmadığından plan değişikliği yaparak toparlanıp Yalova'ya doğru yola çıktık. Hedef Erikli yaylası. Erikli yaylasının neresi olduğu konusunda karar veremeyince Delmece yaylasında kamp atmaya karar verdik, Delmece'ye çıkarken Dipsiz göle uğradık, çifte şelaleleri es geçip ertesi gün dönüşte uğramak için anlaştık.
Delmece Yaylası'na çıkıp hızlıca kampı kurup ateşi yaktık. Yayladaki kardelenler, çiğdem ve çuhalar yaylanın bana sunduğu bonuslar oldu.
Son gün Çifte Şelalelere uğrayıp çevreyi ve şelalelerin üst kısımlarını gezdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder